Baha Yıldızhan

Yazar, Yayın Yönetmeni
1947 yılında, tarihteki ilk ismi, "arzu edilen güzel" yer anlamına gelen İmrun olan Pütürge'de dünyaya gelen Baha Yıldızhan, bu toprakların taşıdığı mistik dokuyu ve tarihî hafızayı ruhuna kazımış bir yazardır. Genç yaşta İstanbul’a yerleşen Yıldızhan, burada Dış Ticaret eğitimi alarak hayatın
pratik yanına güçlü bir adım atarken, İngilizce ve Almanca dillerine olan hakimiyetiyle dünya edebiyatına da erken yaşta bağ kurdu.
1972–1980 yılları arasında Almanya’da işçi olarak geçirdiği yıllar, ona yalnızcaçalışma hayatını değil, farklı kültürlerin insan ruhunu nasıl biçimlendirdiğini de
öğretti. Bu deneyim, yazın hayatına yön veren evrensel bakış açısının temel taşlarından biri oldu.
Kariyerinin büyük bölümünü turizm sektöründe geçiren Yıldızhan, emeklilik yıllarını hem Marmaris’te hem de Hollywood dünya imparatorluğunun başkenti; Melekler Şehri Los Angeles’ta yaşamaktadır. Los Angeles onun için yalnızca bir şehir değil, kalbinin derinliklerine dokunan bir hatıranın iz düşümüdür: Babası orada kanser tedavisi görürken tanıştığı İngilizce öğretmeni Alexandra, yazarın hayatında silinmez bir iz bırakmış, onun içsel dünyasında platonik ama son derece güçlü bir aşka dönüşmüştür. Bu özel bağ, zamanla yalnızca bir duygunun değil, edebi bir ilhamın da simgesine dönüşmüştür. Alexandra artık, yazarın zihninde ve kaleminde bir aşkın izdüşümünü taşıyan pusula gibidir — kelimelere yön veren, geçmişle geleceği buluşturan zarif bir ışık.
Baha Yıldızhan, edebiyat dünyasına geç yaşta adım atmış olsa da, kelimelerle kurduğu bağın derinliği ve özgünlüğüyle kısa sürede dikkatleri üzerine çekmiştir. İlk romanı olan Alexandra – Aşk ve Kadim Sırlar, bu ilhamın ete kemiğe büründüğü, bir aşk hikâyesi içinde mitoloji, tarih ve metafizik gerçekliği harmanlayan büyüleyici bir anlatıdır.
Ardından gelen projeler olan:
-
Sınırın Sıfır Noktasında
-
Ned Harris – İmkânsız Mümkün
Şu an yazım aşamasındadır ve yazarın hayal gücünün sınır tanımayan evrenlerine yeni kapılar açmaktadır. Yıldızhan’ın eserlerinde: tarih ve mitoloji, insan psikolojisi ve inanç sistemleri, hatta uzaylıların yeryüzüyle teması gibi yüksek spekülatif katmanlar ustalıkla iç içe geçer. Her satırda kişisel deneyimlerinin izleri, her sayfada ise evrensel varoluş sorularına dair derin bir arayış okunur.
Baha Yıldızhan’ın edebi yolculuğu, okuyucularını yalnızca geçmişe değil, aynı zamanda gizemli bir geleceğe de taşır. Marmaris’in sakin sularından, Los Angeles’ın ışıklı sokaklarına uzanan bir ruhla, Arzu edilen güzel yer ’den yıldızların altındaki hikâyelere kadar... Her şey bir yolculuk, ve her yolculuk bir arayıştır. Baha Yıldızhan’ın kelimeleri, bu arayışın haritasıdır…