top of page

Ä°lahların Tezahürü

Antiochos.jpg

Mesaj

Gelecek uzun zamanların akışı içinde her kim, bu ister bir imparator, ister bir kral,
ister bir hükümdar, ister bir hanedan olsun, benden sonra, Kommagene topraklarının idaresini devraldığında,
ilahlarımıza ibadet etmeye devam ederse ve ilahlarımızla yaptığım  ebedi mutabakata baÄŸlı kalarak
bu taş levhalara dokunulmaz harflerle kazıttığım ilahi kanunlarımı isteyerek sahiplenirse ve dahi korursa,
benim hayır dualarımla ebediyete intikal etmiş atalarım ve Pers ve Makedonya
ve Kommagene’nin yerli ocağından gelen bütün ilahlar ondan razı olsun.
Ama ahmaklıkları ile ilahların onuruna aykırı davranışlarda bulunan, bu kanunlara karşı gelen
ve ilahlarımıza saygısız davranan dinsiz hainlerin başına ise her türlü felaket gelsin.

Muzaffer Büyük Kral Antiochus Theos Dikaios Epiphanes Philorhomaios Philhellen

Nemrut: İlahların Tahtı

500 metreden daha uzun yazıtlarda, antik bir medeniyet olan unutulmuÅŸ Kommagene krallığının hikayesi anlatılan Nemrut Dağı 1987’de, UNESCO tarafından insanlığın kültür mirası anıtı olarak ilan edildi.

 

Nemrud’u böyle özel kılan nedir?

Dağın tepesinde 200,000 m³’lük kütle, elle yontularak oluÅŸturulan platform üzerinde, 150 metre çapında, matematiksel bir koni olan, içinde Kral Antiochus'un mezarı bulunan bir tümülüs inÅŸa edilmiÅŸtir. Varlığı bilinmekle beraber mezar henüz bulunamadı.

​

1989-1990 yıllarında yapılan jeofiziksel araÅŸtırmalar sonucunda Uluslararası Nemrut Vakfı - www.nemrud.nl mezarın konumu hakkında detaylı bilgi elde etmiÅŸtir.

          Arkeologlar tarafından Kral Antiochus’un mezarının Mısır firavunlarınınki kadar önemli olduÄŸu ve Tutankhamon’un mezarı kadar zengin olduÄŸu sanılmaktadır.

          Uzak bir vadiden çıkartılan ve her biri altı ton ağırlığındaki kireçtaşı bloklar dağın tepesine taşınmış ve her biri on metre yüksekliÄŸinde, eski Yunan ve Pers etkilerini yansıtan eÅŸsiz sanat üslubu ile on anıt heykel yontulmuÅŸtur.

          Dünyanın en eski ve en büyük horoskopu buradadır. Bu horoskop Ay’ın, üç gezegenin ve Leo’nun 19 yıldızının 2100 yıl önceki konumlarının betimlendiÄŸi 2x2.5 metre büyüklüÄŸünde taÅŸ bir plakaya oyulmuÅŸ Aslanlı Horoskop’tur.

          2.206 metre yüksekliÄŸinde, bölgeye tamamen hâkim bir konumda olan Nemrut, Toros SıradaÄŸları arasındadır. Hangi yönden bakılırsa bakılsın dağın zirvesini görmek mümkündür.

          DaÄŸ, sadece yaz aylarında ulaşıma açıktır ve yılın geri kalan süresi boyunca kar ve buzla kaplıdır.

          Kommagene'nin son rahibinin, Kral IV. Antiochus’un Romalılara yenilmesinden sonra, tahminen M.S. 72 yılında, Nemrut Tapınağı'nı terk ettiÄŸi sanılmaktadır. Takip eden iki bin yıl boyunca burada yatmakta olan kralları sadece rüzgarların uÄŸultusu rahatsız edecektir.

          Sonradan bölgeye yerleÅŸen Hristiyan ahali tapınağın baÅŸlangıcı hakkında tamamen bilgisizdiler ve onun Eski Ahit’te adı geçen efsanevi Nimrod'un eseri olduÄŸuna inanıyorlardı. Bu nedenle ona dünyanın ilk büyük hükümdarı olan Nemrut adını verdiler.

          Nemrut Dağı 19. yüzyılda Alman bilgin Karl Sester tarafından keÅŸfedildi. Sester'in bu muhteÅŸem tapınak karşısında duyduÄŸu ÅŸaÅŸkınlık, tapınağın o güne dek çizilen hiçbir Küçük Asya haritasında gösterilmemiÅŸ olmasından duyduÄŸu ÅŸaÅŸkınlıktan tahminen daha az olmamıştır.

          KeÅŸfi takiben Türk arkeolog Osman Hamdi Bey daÄŸdaki ilk kazıyı baÅŸlattı. Çalışmalar zaman içerisinde Türk, Alman ve Amerikalı arkeologlar tarafından sürdürülerek bugüne getirildi. Bu çalışmalar arasında Profesör Derner ve Profesör Goell ve Profesör Åžahin'inkiler en kayda deÄŸer olanlarıdır.

          Kurucusu Antiochus, tapınağın sadece kendi hierothesionu (tapınaksal anıtmezar) deÄŸil yeni bir dinin de merkezi olmasını istemiÅŸti. Bu yeni dinin Pers Part dünyasını Grek Roma dünyasıyla barış içinde kaynaÅŸtırması amaçlıyordu ve Nemrut Dağı'nın zirvesinden tüm dünyaya yayılacağına inanıyordu.

 

Doğu Terası

Yıpranmış bir taÅŸ merdiven sizi DoÄŸu Terası'na ulaÅŸtırır. Meydana vardığınızda göreceÄŸiniz ilk tablo yüksekte kurulmuÅŸ tahtlarında yan yana oturan beÅŸ devasa heykel ve hemen önlerinde yatan kopuk baÅŸları olacaktır.

         

Grek ve Pers isimleriyle anılan ilahlar şunlardır:

          Zeus-Oromasdes,

          Apollo-Mithras-Helios-Hermes,

          Artagnes-Herakles-Ares,

          Ana Ä°lahe Kommagene,

          Ä°lah Kral Antiochus

         

Ä°lahların alışılmışın dışında ayakta deÄŸil de tahtlarında oturur halde anıtlaÅŸtırılmasının sebebi Nemrut Dağı'nın ilahların evi olarak görülmesi olsa gerek. Burada göksel tahtlar kuruludur demektedir Kral Antiochus.

          Heykel boylarının baÅŸlangıçta sekiz-on metre olduÄŸu sanılıyor. Åžimdi donuklaÅŸmış ve yıpranmış kireçtaşından bu dev cüsseli heykellerin güneÅŸ altında düz ve kaygan gövdelerinin çok uzaklardan etkileyici bir ÅŸekilde görüldükleri hayal etmek zor deÄŸil.

          Heykeller kayadan kesilerek oluÅŸturulmuÅŸ iki platform üzerinde yükselmektedir. Altta, dördünde kralın ilahları buyur ettiÄŸi, ötekinde bir horoskopun tasvir edildiÄŸi, beÅŸ adet stel bulunur. Bu steller bugün oldukça kötü durumdadır. Ancak Batı Terası'ndaki stellerin iyi korunmuÅŸ olması sevindiricidir. Meydan baÅŸlangıçta beyaz taÅŸ levhalarla döÅŸenmiÅŸti. Bu levhalardan birkaçı kazılar sırasında bulunarak Batı Terası'ndaki Aslanlı Horoskop'un önüne yerleÅŸtirilmiÅŸtir.

          Meydanın diÄŸer tarafında, heykellerin karşısındaki alanda, basamaklı bir platformda, restore edilmiÅŸ ateÅŸ sunağı vardır.

Heykelleri arkanıza alarak durduÄŸunuzda, solunuzda ve sağınızda stellerden geriye kalanların oluÅŸturduÄŸu uzun bir kaide sırası görürsünüz. Stellerin her birinde Antiochus'un atalarından biri tasvir edilmiÅŸtir. Soldaki sırada Krallar Kralı Darius I'in lideri olduÄŸu Pers atalara, saÄŸdaysa Büyük Ä°skender'in hükmettiÄŸi Yunan atalara yer verilmiÅŸtir.

 

Nomos: Antiochus'un Kutsal Kanunları

Zeus heykelinin arkasında Antiochus'un Kutsal Kanunları baÅŸlar. Nemrut'un kült yazıtı Antiochus'un vasiyetnamesi olarak görülebilir. Antiochus insanları yönlendirmek amacıyla Nomos'u baÅŸlatmıştır. Antiochus, belki de eÄŸitiminin bir parçası olarak, gençliÄŸinde atalarından Büyük Ä°skender'in Ä°ndus Irmağı'nın kıyısında kurduÄŸu Buchepala ve Alexandra gibi bazı ÅŸehirlere uzun yolcuklar yapmıştı. Bu gezileri sırasında Buda felsefesini tanımış ve onun kutsal kanunlarından esinlenerek kendi kült yazısını / Nomos geliÅŸtirmiÅŸ olabilir. Sebebi ne olursa olsun, tüm Kommagene tapınaklarına Nomoslar kazınmıştır. Nemrut Dağı'nda da Nomoslar dev heykellerin arkasına yazılmıştır.

          Antiochus Nomoslarda; halkına, nasıl ve ne zaman ilahların onuruna sahip olduklarını söyler. Bu Nomos benim tarafından ilan edildi ancak kanunları yapan ilahların gücüdür demektedir. Kommageneliler ve yabancılar, krallar, hükümdarlar, özgür insanlar, köleler ve insanlığı oluÅŸturan tüm insanlar sadece doÄŸumları ya da kaderleriyle farklılaşırlar derken yaptığı kanunların amacını belli etmiÅŸtir.

          Antiochus herkesin bu kanunlara göre davranması ve gelecek nesillerin de bunu devam ettirmeleri gerektiÄŸini; sonsuz zamanlarda bu toprakların sahibi olacak gelecek nesiller de bu kutsal kanunlara uysunlar sözleriyle belirtmiÅŸtir.

          Antiochus'un gelecek nesillere seslenmesi dikkate deÄŸerdir zira o kendinden ve halkından sonra aynı topraklarda baÅŸka insanların yaÅŸayacağının bilincindedir. Ne kadar mütevazı ve ne kadar bilgece... Nemrud’daki Nomoslarda yaÅŸamının sonu için hazırladığı vasiyetnameyi okuyabiliyoruz:

          Saf ve adil olmanın sadece en hakiki mülkümüz olmakla kalmayıp aynı zamanda duyabileceÄŸimiz en derin sevinç olduÄŸu kanaatine vardım. Bu kanaat benim baÅŸarı kazanmamı ve onu hayırlı yönde kullanmamı saÄŸladı. YaÅŸamım boyunca beni tebaamın önünde ilahlara olan saygısı en güçlü silahı olan bir insan kıldı... Ä°ÅŸte bunun sayesinde, beklentilerin tersine ve tüm tehlikelere raÄŸmen, tahmin edilemeyeni baÅŸardım ve nice senelerimi mutluluk içinde geçirdim.

          Tarihsel gerçekler de Antiochus'un sözlerini doÄŸrular. Kommagene batıda Roma, doÄŸuda da Part tehlikesine açık bir bölgede kurulmuÅŸ küçük bir krallıktı. Antiochus'un hükümdarlığı altında Kommagene bu iki gücün amansız saldırılarına raÄŸmen yıllarca bağımsızlığını koruduÄŸu gibi en bayındır dönemini de ulaÅŸmayı baÅŸarmıştır.

 

Kuzey Terası

Nemrut Dağı'ndaki tapınağı ziyarete gelen hacılar dağın eteklerindeki vadilerde toplandıkları zaman rahibin hizmetkarları onlara su ve yiyecek getirirlerdi. Dağın eteklerinden tapınaÄŸa çıkan iki alay merdiveni vardı. Her iki merdivenin sonlarına doÄŸru tapınaÄŸa yakın bir yere yerleÅŸtirilmiÅŸ stellerde Antiochus hacılara kutsal topraÄŸa ayak basmakta olduklarını hatırlatmış ve davranışlarına dikkat etmelerini söylemiÅŸti.

          Güneydeki alay yolu Kommagene soyluları içindi ve Batı Terası'nda son bulurdu. Kuzeydeki patika halk içindi ve Kuzey Terası'na ulaşırdı. Kuzey Terası'nda, tapınağın önündeki meydanda, halk ilahların huzuruna çıkmadan önceki son hazırlıklarını yapardı. Dikkatli bakarsanız, güçlükle de olsa, hacıların Kuzey Terası'na giriÅŸ yaptıkları bu yıpranmış yokuÅŸu bulabilirsiniz. Ziyaretçiler, Batı Terası'nı tapınaktan ayıran 85 metre uzunluÄŸundaki steller dizisi boyunca kortej halinde ilerleyerek DoÄŸu Terası'na ulaşırlardı. Bu stellerde yazıt yoktur zira Antiochus onları varisleri için hazırlatmıştı.

 

Batı Terası

Tümülüsün çevresinde ilerlemeye devam ettiÄŸinizde Nemrut Dağı'nın en kutsal yeri kabul edilen Batı Terası'na ulaşırsınız. Bu terastan medeniyetimizin beÅŸiÄŸi Mezopotamya ovasını göz alabildiÄŸince seyretme ÅŸansına sahipsiniz. GüneÅŸ, ay ve zodyakın tüm yıldızları solunuzdan doÄŸup tam karşınızda zirveye varacak ve sağınızdan batacaklardır.

          Batı Terası halka açık deÄŸildi. Soyluları bu terasa ulaÅŸtıran kortej yolu terasın kuzeyindeki açık alanda son bulurdu. Burası terasın giriÅŸiydi. GiriÅŸi üç baÅŸlı dev bir aslan heykeli gözlerdi. AÅŸağıya doÄŸru yürüdüÄŸünüzde onu ÅŸimdi yüzü topraÄŸa gömülü yatar görürsünüz.

          Batı Terası'ndaki heykeller DoÄŸu Terası'ndakilerle aynı karakterleri temsil ederler ancak iÅŸçilikleri çok daha güzeldir. Konum olarak DoÄŸu Terası'nda insanlara tepeden bakıyorlarmış izlenimini veren yüksek kaidelerdeki heykellere göre daha alçaktadırlar.

          Heykellerin kopmuÅŸ baÅŸları gövdelerinin önüne durmaktadır. Antiochus ve ilah Apollon-Mithras baÅŸları arasındaki benzerlik dikkat çekicidir. Apollon-Mithras kral Antiochus'un rahibine ayinlerini yapmasına izin verdiÄŸi yegâne ilahtı.

          Peki bu ilahı böyle özel kılan neydi?

          Apollon-Mithras Yunan güneÅŸ ilahı Apollon ile Pers ilahı Mithras'ın bir bileÅŸimiydi. Ä°lah Mithras adına ilk defa M.Ö. 1400 civarına ait bir Hitit antlaÅŸmasında rastlanıyor ve daha sonra Hint vedasında insanların bir dostu olarak nitelendiriliyor. O insanlarla ilahlar arasında bir aracıydı. Vedada, Mithras! Ölümlü. Bu onurlu ve dost Mithras bilge bir hükümdar olarak doÄŸmuÅŸtu diye yazmaktadır. Mithras baÄŸlaşık anlamına gelmektedir. Her bir ilah Kommagenelilere baÅŸka bir nimet sunardı. Bugün bölgede çıkarılan petrolün de Mithras'ın hediyelerinden biri olduÄŸuna inanılmaktaydı. Romalı askerler Mithras'tan o denli etkilenmiÅŸlerdi ki onu en gözde ilah olarak kabul etmiÅŸlerdi. Bu hayranlıklarını gittikleri her yere taşımışlardı. Hatta Ä°ngiltere'de bile bazı yeraltı tapınaklarında Mithras'a tapınanlar olmuÅŸtu. Belki de Ä°sa peygamber gelmeseydi, insanlar bugün hala Mithras'a tapıyor olacaklardı.

          Heykellerin karşısında, üzerinde Antiochus'un Yunan atalarının stellerinin durduÄŸu, uzun bir sıra kaide görürsünüz. Bu sıranın saÄŸ köÅŸesinden baÅŸlayan bir baÅŸka sıradaysa Pers ataların tasvir edildiÄŸi steller yer alır. Stellerden Darius ve Xerxes'e ait olanlar iyi durumdadır. Her stelin önünde küçük bir sunak vardır. Bu sunaklardan ikisinde yazıt bulunur. Daha erken dönemlere ait bu yazılar büyük ölçüde yıpranmış durumdadır.

          Heykellerin yanında beÅŸ adet büyük stel durur, bunlar DoÄŸu Terası'ndaki aÅŸağı kaidelerle aynıdır. Kabartmaların dördünde Kral Mithridates Kallinikos ilahları buyur eder. Soldan saÄŸa: Kommagene Ä°lahesi, Apollon, Zeus ve Herakles. Ä°lahların isimlerin kabartmaların arkasına yazılmıştır. Arkeologlar bu isimlerin eski bir metnin üzerine kazındığını ortaya çıkarmışlardır.

          Selamladığı ilahları onore etmek için, kral o ilaha adanmış bitkinin stilize edilmiÅŸ yapraklarını arasına takmış olarak tasvir edilmiÅŸtir. Kommagene Ä°lahesi için nar, Apollon için defne, Zeus için çınar ve Herakles için asma yaprakları takmıştır. Herakles kabartmasının yanındaki beÅŸinci stel Aslanlı Horoskop olarak bilinir. Aynı Antiochus'un beÅŸ tanrı heykellerinde olduÄŸu gibi, Mithridates'in de beÅŸ stelli dizisinin her iki ucuna bir kartal ve bir aslan heykeli yerleÅŸtirilmiÅŸtir.

 

Üç Kral Mezarı

Nemrut tümülüsünün altında gizli bir mezar odası bulunduÄŸu bilinmektedir. Mezar odasını bulmak için Romalılardan günümüze defalarca tümülüste tüneller açılmıştır ancak bugüne kadar hiçbir giriÅŸim Kommagene krallarını son uykularından kaldırmayı baÅŸaramamıştır. Bunun nedeni mezar odasının tümülüsün içinde deÄŸil tümülüsün altında kalan masif kayanın içine oyulmuÅŸ olmasıdır. Bir teoriye göre, birkaç basamakla baÅŸlayan ve dağın içine doÄŸru bir eÄŸimle devam eden kayaya oyulmuÅŸ bir tünel mezar odasına açılmaktadır. Mezar hücresinde yan yana üç mermer lahit vardır. Bir yanında babası Mithridates, diÄŸer yanında baÅŸka bir kral olmak üzere ortadaki mezarda kral Antiochus yatmaktadır. NaaÅŸların iyi durumda olduÄŸu sanılmaktadır. Mezar odası 5 x 9 metre, 2,4 metre yüksekliÄŸindedir.

          Yazıtlara göre mezar odasına girenleri büyük tehlikeler beklemektedir: Bir ÅŸeytanın sureti burayı bekler, buraya giren ne onu yenebilir ne de ondan kaçabilir.

 

Yüce Ä°lahların Tezahürü

Kommagene’de her yıl iki önemli kutlama yapılırdı. 16 Audnasios (Aralık / Ocak) kral Antiochus’un doÄŸum günü, 10 Loss, yani 14 Temmuz, Antiochus’un taç giydiÄŸi gün ve aynı zamanda Yüce Ä°lahlarının Görünmesi günü olarak kutlanırdı. Kutlamalar boyunca, iki gün süreyle, Kommagene’de günlük hayat durur halk Nemrut Dağı’ndaki ya da kral Mithridates’in bölgede yaptırdığı diÄŸer tapınaklardaki ÅŸölenlere katılırdı. Åženlikler kral Antiochus’un DoÄŸu ve Batı Terasları’nda yaptırttığı Nomos’ta ayrıntılı olarak kaydedilmiÅŸtir.

 

Belki de daÄŸ doruÄŸundaki ÅŸölen ÅŸöyle olmuÅŸtur: Vakit gece yarısına geliyor. Kommageneliler ellerinde meÅŸaleleriyle daÄŸa tırmanmaktalar. Işıktan bir kurdele daÄŸa dolanmakta. Yüzlercesi Kuzey Terası’nda toplanmışlar. Ve sıra halinde DoÄŸu Terası’na yürüyorlar. Alanın iki yanında yerlerini alıyorlar. Meydanı dolunayın yumuÅŸak ışığı aydınlatmış. Ay usul usul tümülüs ardında kaybolurken ilahlar yüksek tahtlarından insanlara bakmakta. Üçayak sehpalara oturtulmuÅŸ büyük metal çanaklarda ateÅŸler yakılmış. Ä°lahların ve insanların bedenlerinde gölgeler titreÅŸiyor. Tam sessizlik. Kral ateÅŸ sunağında ayakta ilahları bekliyor. Rüzgâr saati iÅŸlemekte. Heyecan artıyor. Aniden açık ve güçlü bir trompet sesi. DaÄŸ titriyor. Sanki ilahlar tahtlarından kalkmışlar da kütlesel bedenleri yıldızları gölgeliyor... Birkaç saat sonra güneÅŸ her yeri altınla kalaylıyor.

Tören bitiyor. Kommageneliler evlerine dönüyorlar. Mutlular. Ä°lahların korumasına layık olduklarına bir kez daha tanık oldular.

​

Beyaz Ä°nsanlar Efsanesi

Yüce ilahların görünmesine benzeyen diÄŸer bir gelenek de Kommagene halkının Beyaz Ä°nsanlar adını verdikleri varlıklara tapmalarıydı.

          1987 Temmuz’unun sıcak bir gecesinde Eski Kahta kasabasında, Fırat adında yaÅŸlı bir kadın ÅŸunları anlatır:

Eski devirlerde, Peygamber’den önce, Adıyaman'dan Malatya’ya doÄŸru gitmekte olan bir grup asker varmış. Toros DaÄŸları’nı geçerlerken gece bastırmış. Aç ve yorgun düÅŸen askerler ileride gördükleri zayıf ışığa yaklaÅŸmışlar. Işık yaÅŸlı bir adamın kızı ve bir erkek çocukla yaÅŸadığı eve aitmiÅŸ. YaÅŸlı adam askerleri konuk etmiÅŸ. Yemeklerini bitiren askerler ÅŸaÅŸkınlık içinde yedikleri yemekler kadar yemeÄŸin arta kaldığını görmüÅŸler. Neler olduÄŸunu anlayamadan Malatya’ya doÄŸru yola koyulmuÅŸlar. Yol boyunca garip baÅŸka bir ÅŸey yaÅŸamamışlar.

          Aynı askerler Malatya’dan geri dönerlerken yaÅŸlı adamın evini ziyaret etmeye karar vermiÅŸler. Evi bulmuÅŸlar ve yine dostlukla karşılanmışlar. Komutan evin kızını beÄŸenmiÅŸ ve yemek bittiÄŸinde yaÅŸlı adamdan kızını istemiÅŸ. Adam kızını vermek istemiyormuÅŸ ancak askerlerin kızı zorla alacağını düÅŸündüÄŸü için razı olmuÅŸ. Askerler kızı da yanlarına alarak ayrılmışlar.

          Eski Kahta’ya geldiklerinde, ÅŸimdi kutsal ev denilen yerde, kız biraz durmalarını istemiÅŸ. Kuru dere yatağına inen kız eliyle çorak toprağı okÅŸamış ve hemen oracıktan bir pınar fışkırmış. Pınar bugün hala oradadır. Kız sudan içmiÅŸ ve yıkanmış. Sonra topraÄŸa açılmasını söylemiÅŸ ve açılan yarıktan girerek kaybolmuÅŸ. O zaman bu zaman orası kutsal bir yer olarak kabul edilmiÅŸ ve halk kıza mezar olan bu alana bir ev inÅŸa etmiÅŸ.

          Kız, zaman zaman, birkaç arkadaşı yanında olduÄŸu halde, bu evde ve üç ayrı yerde daha, insanlara görünürmüÅŸ. Baharda Eski Kahta’daki pınar başında, yazın Malatya yakınlarındaki Kube Dağı’nda, sonbaharda Gerger’de ve kışın Toros DaÄŸları’nda bir yerlerde. Eski Kahta’daki yıllık görünme ise iÅŸte bu evde olurmuÅŸ.

          YaÅŸlı kadın, çocukluÄŸunun bahar aylarında, her çarÅŸamba ve cuma gün bitiminde yöre halkının bu kutsal evin önünde toplandıklarını hatırladığını söyler. Kutsal evde mumlar yakılır dualar okunurmuÅŸ. GüneÅŸ battıktan sonra herkes evine dönermiÅŸ. AkÅŸam arkadaÅŸlarıyla birlikte eve gelip dua edecek olan kızın rahatsız edilmemesine özen gösterilirmiÅŸ. Çok az kiÅŸinin gece evin civarında kalmasına izin verilirmiÅŸ.

          Fırat Hanım, anne ve babasının, o kızı ve arkadaÅŸlarını gördüklerini anlatır ve onların normal insanlardan daha küçük yapıda, saç ve derilerinin de beyaz olduklarını söyler.

​

Copyright 1995 Maurice Crijns, reviewed September 1999.

With gratitude, Maurice Crijns would like to thank Dr. J. Meeus, P. Eng. J. Rademaker, Professor C. De Jager of the Space Research Organization Netherlands and Dr. G. Schilling of the Artis Planetarium for their contribution and support. And his special thanks are expressed to Professor Sencer Åžahin for his generous cooperation.

International Nemrud Foundation -  www.nemrud.nl

​

​​​

​

TEÅžEKKÜRLER!​

Sayın International Nemrud Foundation Yönetimi,


ALEXANDRA - AÅžK ve KADÄ°M SIRLAR eserimde yer alan Nemrut ve UnutulmuÅŸ Medeniyet Kommagene bilgilerini www.nemrud.nl  web sitenizden almak için sizin gibi deÄŸerli bir kuruluÅŸtan izin almak benim için büyük bir onurdu. Nemrut Dağı’nın eÅŸsiz mirasını ve tarihi önemini eserim aracılığıyla daha geniÅŸ bir kitleye taşıma fırsatını bana sunduÄŸunuz için derin minnettarlığımı ifade etmek isterim. Bu destek, romanımın sayfalarında yaÅŸayan bir kültürel mirasın parçası olmanın yanı sıra, okuyucularıma da bu büyüleyici tarihi yapı hakkında bilgi verme ÅŸansı verdi.
INF’nin çalışmaları, Nemrut Dağı’nın korunması ve gelecek nesillere aktarılması adına hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, romanımın ilk sayfalarında sizlere olan ÅŸükranımı ifade etmek, bu önemli çalışmanın bir parçası olabilmek adına büyük bir gurur kaynağıdır.

​

Baha Yıldızhan

Yazar

Alexandra - Aşk ve Kadim Sırlar

Roman: AÅŸk / Macera / Gizem / Tarihi Kurgu

bottom of page